VORDONİSİ..Bir Batık Prens Adasi..

Vordonisi Adası, İstanbul'un pek bilinmeyen adalarından biri olup birçok bilinmeyeni, gizemi sularin içinde saklamaya devam ediyor..

Bilinmeyenleriyle Vordonisi Adası; Manastır Kayalıkları, Bostancı Çöken Ada ve Höreke adında iki adacıktan meydana gelmektedir.

İstanbul'un 10. Prens adası olarak bilinir. Ancak adanın yaklaşık 1000 yıl önce yaşanan büyük İstanbul depremi sırasında sular altında kaldığı da bilinen bir gerçek olup, ada battığında bulunan kalıntılarsa bu adadaki geçmiş yaşama dair pek çok bilgi ve gizem barındırıyor.

 Ada, Fener Rum Patrikhanesi'nin MS 500 yılında çizdiği İstanbul haritasının incelenmesi sonucunda farkedilmişti. Adanin batmadan önce manastır amacıyla kullanıldiği ve adanın tek sakinlerinin, Bizans Dönemi'nde din adamlarıyla sürgün edilen insanlar olduğu söylenmektedir. Bu Sürgün edilen kişilerin ise halen Pagan kültürünü sürdükleri için, büyücülük ve cadıklıkla cezalandirilarak adaya sürgün edildikleri bilinmektedir. Bu tarihi adanın batma hikayesiyse üst üste yaşanan İstanbul depremlerine dayandırılmakta olup, Adada bulunan Vordonisi Manastırı’nı keşiş Photios yaptırmıştır. Photios, kendi halinde bir manastır keşişi iken, erkek kardeşi Sergios’un İmparatoriçe Theodora’nın kız kardeşi ile evlenmesi üzerine, önce Saray’a gelmiş, burada kendisine çeşitli görevler verilmiş nihayet Rum Patriği Ignatios’un görevinden azledilmesi üzerine çok genç sayılabilecek 38 yaşında Ortodoks Rum Kilisesi Patriği olmuştur. Eski Patrik Ignatios da, günümüzde Küçükyalı’nın bulunduğu bölgedeki bir manastıra sürgüne gönderilmiştir. İki Patrik arasındaki çekişmenin ana nedeni “İkonoklazm', yani ikona düşmanlığıdır. Kiliselerin içine ikonaların konulup konulmayacağına dair  fikir ayrılığına düşmüşlerdir. (İkona “Helence: eikon: tasvir”, Doğu Hristiyan geleneğinde, kutsal kişi ve olayların konu edildiği, duvarlara ya da ahşap levhalar üstüne yapılmış tasvir.) Yeni Patrik Photios’un ilk işi, Bulgar Kilisesi’ni kendisine bağlamak olmuş; arkadan da uygulamalarını beğenmediği Vatikan’daki Papa’lığa rest çekmiştir. Bu olaydan sonra Hristiyan dünyası büyük bir bölünme yaşamıştır. Devrik Patrik Ignatios ise Küçükyalı'da Bryas Sarayı'nın kalıntısı üzerine çok güzel bir manastır yaptırmış, bu manastıra Satyros (Satiros) Manastırı adı verilmiştir. Bir süre sonra olaylar gelişmiş ve her şey tersine dönmüştür. Bu kez Patrik Photios görevden alınarak Vordonisi Adası’na sürgüne gönderilmiş, yerine de devrik Patrik Ignatios yeni Patrik olmuştur. Anlatılanlara göre Ignatios ölünce, Photios yeniden Patrik olmuş; on bir yıl kadar Patriklik yaptıktan sonra 867’de tekrar azledilmiş ve ömrünün son yıllarını Vordonisi Adası’ndaki manastırında geçirmiştir.

Vordonisi Adası alüvyon bir zemin üzerine oturmaktadır. Bu nedenle depremler sırasında batan tek ada da Vordonisi Adası olmuştur. Özellikle büyücülük ve cadilik sebebiyle Avrupadan  sürülmüş paganlarin 4 tarafı denizlerle çevrili ancak toprak olan bu adada, geleneklerini ve ritüellerini devam ettirmelerinde bunun da etken oldugu soylenir. Ancak 1770 yılından yayınlanan bir gazetede bulunan çizimde bu adaya haritada hala rastlanmaktadır. Bu nedenle adanın 1010 yılındaki depremle battığı tam olarak kesin değildir. 

 Vordonisi Adası Büyükadalı Dr. Akilla Millas tarafından 2010 yılında keşfedilmistir. Adanın geçmişine dair çalışmalar hala devam etmektedir. Küçükyalı'da Patrik Ignatios'un yaptırdığı Satyros Manastırı'nın ( Mitolojideki Satir'den gelir ) ikizinin Vordonisi adasında olduğu keşfedildi. Satyros Manastırı'nın altındaysa manastırı adayla bağlayan gizli geçitler olduğu düşünülmektedir. Oyle ki tum bilgi birikimlerini, yazitlarini beraberlerinde getiren bu Buyuculerin yazmalarinin da adadaki manastirin altinda, tunellerde saklandigi soylenir.

Bu tarz Maji, Ayin, Tilsim çalişmalari için ozellikle 4 tarafi denizlerle çevrili toprak parçasi seçilmesinin sebebi, var olan ya da içerisine hapsedilen iyi ya da kötü enerjinin, daha da güçlü  şekilde o topraga entegre olmasini ve o alanin enerjisini kat be kat yükseltmesine sebep olmaktadir. Vordonisi bu sebeple de dünyanin Maji merkezlerinden biri olmuştur.

Ozellikle adaya sürülen ve tüm inançlarini, yaşam alanlarini bu adaya taşiyan  paganlarin , inançlarini bu adada devam ettirmeleri,  soz konusu ayin ve rituellerin o bolgede farkli bir enerjiyi hala cekim alani olarak kapsadigi ve bu sebeple de uzerinde cok fazla ufo bilgilendirmesi yapildigi saptanmiştir. Öyle ki,

Adanın civarında dalış yapan Musa Özkaya ilginç bir metalik başlık buldu. Bu daha önce hiçbir benzer uygarlığa ait olmayan garip bir başlıktı . Yapısı şekli formu ile bu dünyaya ait değilmiş izlenimi veriyordu. Başlık araştırılmak üzere ORİON Ufo ve Dünyadışı Varlıkları Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı dostum Kuzey Atacan’a bırakıldı. Soz konusu başlik agirligi ve şekli bakimindan bir insanin kullanamayacagı bir başlik olarak görulmektedir.

Günümüzde ise İstanbul’un gizemli adası Vordonisi’nin Unesco Dünya Mirası Listesi’ne alınması için çalışmalar başlatılmistir.

Üzerinde manastır kalıntıları bulunan adanın arkeolojik açıdan aydınlatılarak gün yüzüne çıkarılması için çalışmalar 2015 yılı Ekim ayında başlatıldi. Çalışmalar kapsamında dalış ekibi sular altında kalan adanın görüntülerini ve fotoğraflarını çekmiş, ardından konunun uzmanları tarafından araştırılması ve depremle ilgili bölgede nelerin yaşandığı öğrenmeyi amaçlamıştır.

Hali hazirda çalişmalar devam etmekte olup, Vordonisi hala Pandoranin kutusu gibi gizemlerini bünyesinde saklamaktadir.

Karma Astrolog

Aslı Kayıtgan