SAVAŞ VE BARIŞ

“Millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir” ve “Yurtta barış dünyada barış” 

                                                                                   Mustafa Kemal Atatürk

Kendimi bildim bileli, dünyada hiç dur durak demeden devam eden savaşlar tüm hızıyla sürmeye devam ediyor. O ya da bu şekilde…

Bütün kitaplarda yazan “Allah’ın verdiği canı, Allah alır.” cümlesini de hiçe sayarak, insanoğlu yüzyıllardır birbirini öldürmeye devam ediyor.   

Savaşta kazanan taraf yoktur. Doğası, kültürü ile birlikte çoluk çocuk, genç yaşlı demeden toplu bir katliamdır.

Canlarını kaybeden insanlar, acı ve feryat içinde içleri yanarken evlerinden barklarından yaşadıkları topraklardan oluyor. Savaşlar din, dil, ırk ve sınır diye başlatılıyor. Ancak ACI her dilde aynı kalıyor. Anaların, babaların, çocukların ve doğada bulunan bütün canların feryatları hiç durmadan büyük çığlıklar eşliğinde devam ediyor.

Yüzyıl savaşları olarak bilin 1337-1453 yılları arasında aralıklı olarak süren 116 yıl sürmüştü… Savaşlar ve acılar üzerine kurulu bir dünyada yaşıyor olmak, vicdanı ve merhameti olan herkesi acıtır ve kanatır. Çünkü Ateş tam da düştüğü yeri yakar. Gelin şimdi geçmiş savaşlara şöyle bir göz atalım…

1. Dünya Savaşı 1914 – 1918, Rus İç Savaşı 1917-1923, Kurtuluş Savaşı 1919 -1923, İrlanda Kurtuluş Savaşı 1919-1921, Çin İç Savaşı 1927-1949, İspanya İç Savaşı 1936-1939, 2. Dünya savaşı 1939-1945, Yunan İç Savaşı 1946-1948, Arap, İsrail Savaşı 1948-1949, Kore Savaşı 1950-1953, Küba Devrimi 1953-1959, Cezayir Bağımsızlık Savaşı Başlangıcı 1954-1955, Vietnam Savaşı 1975-1979, İran – Irak Savaşı 1980-1988, ABD Körfez Savaşı 1990 -1991, Hırvatistan Savaşı 1992- Bosna Soykırım 1995,  Kosova Savaşı 1998-1999, NATO’nun Yugoslavya’ya Saldırısı 1999, Afganistan Savaşı 2001-2014, Irak Savaşı 2003-2011, Suriye İç Savaşı 2011…. Ve hala devam ediyor. Rusya’nın Ukrayna’yı İşgali 2022 …. Ve hala devam ediyor.

Yüzyıllardır savaştırılmaya alıştırılmış ve sanki yaşamın doğal şekli gibi hayatlara da dayatılmış bu durum karşısında nasıl yapmalı? Ne yapmalı da bütün insanların aslında dünya vatandaşı olduğunu yaymalı. Çünkü bu savaşlar, bizlerin olduğu gibi yaşananların değil! Kötülük, hırs, intikam, güç ve kötülükle beslenenlerin…

Peki bizler ne yapmalıyız? Eğitimli ve bunu görebilen bireyler ve bireylerden de toplumlar inşa etmeli ve yetiştirmeliyiz.

İnancım ve umudum şu dur ki bir dönem sonra hatta şimdi şu andan itibaren bütün dünya çocukları, gençleri, yaşlıları yaşayan bütün varlıkları bir araya gelerek bu anlamsız ve yok edici savaşlara dur demeli!..

Umudun ve barışın olduğu sanatla yoğurulan bir dünyaya merhaba demek ümidi ile …

Sevgi ve Saygılarımla,

Neslihan Kalayci