ÖZ VE SÖZ

Bu dünyaya gelirken her insan bir hikâye ile başlar. Anne karnında başlayan bu hikâyeyi nasıl yazacağımız başta doğduğumuz ev sonrasında ise bizimle devam eder, gider…

Psikanalist, sosyolog ve filozof olan Erich Fromm’un da dediği gibi “iyi insan; aklından hiç kötülük geçirmeyen saf insan değildir. İyi insan; her kötülüğün farkında olup, iyiliği tercih edendir. “ der.

İşte bu hayatta bir şekilde yol alırken kendimizi geliştirebildiğimiz kadar biz oluruz.  Evrende, kötü-iyi, çirkin-güzel, yaşlı-genç, fakir-zengin ve buna benzer tanımlamalar aslında kafamızda oluşturduğumuz imgelerden ibarettir. Egolardan genel geçer herkesin kabul ettiği sıfatlardan kurtulmaya karar verdiğimiz an farkındalıklarımız artar ve değişmeye başlarız.

Bizler hikâyemizin başkahramanı da olabiliriz. Yan rollerde de hayatımızı sonlandırabiliriz. Çünkü bu evrene gelen herkes bir gün gidecektir. Ancak bu tamamen yok olmak olmayacaktır.  Sadece enerjiye dönüşecektir. Şimdi önemli olan henüz bu dünyada nefes alırken ve madde olarak gözle görünür, elle tutulur haldeyken;  Evrende bulunan bütün canlara iyi anlamda mı dokunacağız? Yoksa bu hayat benim ve benden ibarettir diyerek mi yürüyeceğiz. Seçim sizlerin sevgili okurlarım.

Hepimiz, maddesel olarak doğru ve yanlış seçimler yapabiliriz. İstersek farkındalıkla hayatlarımızı da değiştirebiliriz. Bazen sistem bize düşünmeyi bile yasaklar. Hayat koşuşturması içinde endişe ve korkularla; şimdi bundan sonra ne yapacağım diyerek, yavaş yavaş hücrelerimizi hasta eder hale gelir. Çünkü sistem önce bizleri tüketime yönelttir. Dünyev-i şeylerle mutlu olduğumuzu sanmamızı sağlar, sonrasında da yavaş yavaş bizleri ele geçirir. Aslında bunlar bizi mutlu etmez. Bu bir yanılsamadır.

Sistem öyle güzel bir çark kurmuştur ki önce bu hayata karşı bizleri borçlandırır sonra hasta eder sonrasın da ilaçlarla bizleri iyileştirmeyi çalışır gibi görünür. Kendimizi hasta eden de iyileştiren de kendimizdir.

Sorunları, acıları, kederleri yaratanın tam da kendimiz olduğumuzu bilseydik ve şartlanmış durumlardan kurtulmayı tam da o vakit hepimizin mucize gibi görünen şeyin aslında kendimiz olduğunu da bilirdik. Cosmos enerjide; dış dünyada bulduğumuz herşey, içimizde bulunan bir yansımadır. Yani illüzyon!.. 

Şimdi başa dönecek olursak bu dünyada iyi mi olacağız kötü mü? Evreni güzelleştirmek, geliştirmek için mi çalışacağız? Yok ise yok etmek için mi? Unutmayalım mı yok etmek üzere bir yol seçersek hepimiz birlikte yok olacağız. Sizler de bu yaşamda yol alırken geride iyi şeyler bırakmak istemez misiniz? İyilik, iyiliği doğurur, kötülük kötülüğü…

Hayatımda her şeyi olduğu gibi kabul etmeye ve iyileştirmeye başladığım ve de olumlu cümleler kurmaya başladığım andan itibaren değişmeye ve dönüşmeye başladım. Bizler bu hayatta sadece bir zerreyiz.

Şimdi kuantum manyetizma öğrenirken tanıdığım İrlandalı bir Yazar ve İlahi Bilim adamı Joseph Denis Murphy’nin sözleri ile bitirmek istiyorum.

“Yaşlıyım, demek yerine ilahi yaşam yolunda bilgeyim” deyin. Şirketlerin, gazetelerin ya da istatistiklerin önünüze yaşlılık, sona gelen yıllar, düşkünlük, güçsüzlük ve işe yaramazlık portresi çizmelerine izin vermeyin. Onu reddedin, çünkü o bir yalandır. Böylesi bir propaganda tarafından hipnotize edilmeyi reddedin. Hayatı doğrulayın. Ölümü değil. Kendinizi mutlu, ışık saçan, başarılı, huzurlu ve güçlü olarak görün.”

Sevgi ve Saygılarımla

Neslihan Kalayci